Kayıtlı kullanıcı
|
Yazılar: 13
Katılım tarihi: Mar 2006
|
Vaktiyle padişahlardan biri şehri dolaşmaya çıkmıştı.Tanınmamak için kıyafetlerini değiştirmiş,yanına da bir kölesini almıştı.Halkın kendi yönetimi hakkında neler düşündüğünü öğrenmek istemişti.
Mevsim kış idi.Soğuk,her yeri kasıp kavuruyordu.Yolu bir mescide düştü.İki yoksul bir köşede titreyerek oturuyordu.Gidecek başka yerleri yoktu.Onların ne konuştuklarını merak eden padişah yanlarına sokuldu.
Fakirlerden şakacı olanı soğuktan şikayet ediyordu.
-Yarın cehenneme gittiğimizde bizim padişahı oraya sokmayacağım!Cennetin duvarına yaklaştığını görürsem,pabucumu çıkarıp kafasına vuracağım.Öteki merakla sordu:
-Onu niçin cennete sokmayacakmışsın?
-Tabii sokmam.Biz burada soğuktan donarken o sarayında keyif sürsün.Bizim halimizden haberdar olmasın.Sonra da kalkıp cennette bana komşu olsun.Ben öyle komşuyu istemem arkadaş,dedi.Gülüştüler.
Padişah kölesine:
-Bu mescidi ve adamları unutma!Dedi.
Saraya dönünce mescide adamlarını yolladı.İki fakiri alıp saraya getirdiler.
Zavallılar başımıza neler gelecek diye korkuyla bekleşirken onları dayalı döşeli bir odaya yerleştirdiler.
-Burada yiyip,içip,yatacak,padişahımıza dua edeceksiniz.Cennette size komşu olmasına karşı çıkmayacaksınız,dediler.
Padişah ne iyi kalpli imiş,değil mi? Peygamberimiz yoksula yardım edenleri şöyle övmüştür:”Bir mü’mini dünya dertlerinde kurtaranı,Allah,ahiret dertlerinden kurtarır.”
|